Arttırılmış Gerçeklik

 

“Hayal mi, yoksa gerçek mi? Ya da ikisinin karışımı mı? Dünyayı nasıl görmek istersiniz?
Bu yazıda Endüstri 4.0 ile hayatımıza giren sanal gerçekliğin sanayideki uygulamaları ile iş sağlığı ve güvenliğine etkilerini ele alıyoruz.”

Latincedeki virtualis (gerçek olmayan) sözcüğünün Türkçe karşılığı olan “sanal” ifadesi sanmak
fiilinden türetilmiştir. Ancak hayal ile karıştırmamak lazım… Hayallerimiz beynimiz tarafından üretilir, laf aramızda aman öyle de kalsın. Sanallık ise bilişim teknolojilerinin yaşamımıza soktuğu bir kavram. Dijitalleşme, artık bize yaşadığımız çevre dışında yer alan sanal bir dünya da sunmaktadır.

Ekran veya monitöre bağımlı olmadan sanal imaj yaratan cihazların satın alınabilir fiyatlarla ortaya çıkışı 2012 yılına dayanıyor, yani ticari geçmişi oldukça yeni bir teknolojiden bahsediyoruz.
Dijital görüntü teknikleri sanal gerçeklik, karışık gerçeklik ve arttırılmış gerçeklik olarak üç kategoriye ayrılıyor. Sanal gerçeklikte kişi tamamen dijital imajın içinde bulunurken, arttırılmış gerçeklikte objelerin resimlerini üzerine dijital etiket/açıklama/talimat gibi bilgiler yapıştırılabiliyor. Karışık gerçeklik ise bir bakıma ikisinin arasında, gerçek ortamın ayırdındasınız ama havada,duvarda,tavanda istediğiniz dijital görüntüyü oluşturup aynı bilgisayar ekranı gibi etkileşime girebiliyorsunuz. Bunun için fare, klavye, joystick vb. gibi cihazlara bile gerek yok, sadece parmak hareketleri yetiyor.

Yazımızın konusu olan sanal gerçeklik (virtual reality) ise; bizi çevreleyen mekandan tamamen koparak bilgisayar tarafından üretilen ses, resim, grafik gibi öğeler sayesinde üç boyutlu görüntünün içine dalmak demek.
Sanal dünyada mekandan kopuyorsunuz ama gördüğünüz şeyler yine gerçek dünyaya ait objeler, sadece fiziksel olarak orada değiller.
Sanal gerçeklik “imajları” ile etkileşime girebiliyorsunuz, yani evirip-çevirebiliyor, kumanda edebiliyor ,bir parçayı monte edebiliyor ya da simüle edilmiş ortamlarda araba veya uçak kullanabiliyorsunuz. Ses duyabiliyor, hatta vücudunuza taktığınız sensörlerle görüntüleri hissedebiliyorsunuz bile.
Bu ya başınıza taktığınız bir özel gözlük veya kask ile , ya da görüntülerin yansıtıldığı duvarların içine yine bir gözlük ile girmenizle oluyor. Bu ikinci uygulamaya bilgisayar destekli sanal ortam (CAVE) deniyor. (Computer Assisted Virtual Environment)
CAVE sistemleri endüstriyel,askeri ve tıbbi uygulamalar için özel bir önem taşıyor.

Sanal gerçekliğin şu an için endüstriyel ve ticari uygulamalar için temel kullanım alanları ; bina ve prototip ürün tasarımı, eğitim, simülasyonlar, ürün tanıtımları, sanal turlar gibi faaliyetlerdir. Askeri amaçlı eğitimler, üniversitelerdeki sanal gerçeklik eğitimleri ile tıbbi ve rehabilitasyon uygulamalarını da unutmamak gerekiyor, çünkü gerçeğe en yakın simülasyonlarla etkin ve adeta yaşayarak eğitim almak, çeşitli arayüz cihazlarıyla ortamla etkileşime girme olanağı mevcut.
Sanal gerçeklik ortamları tıbbi uygulamalarda önemli gelişme potansiyeli vadediyor, halihazırda sanal ortamlar anksiyete tedavisi, engelli veya handikaplı insanların rehabilitasyonunda kullanılıyor.

 

Sanal gerçeklik gözlüklerini kullanabilmek için kablolu veya kablosuz bilgisayar bağlantınızın olması, ayrıca bu bilgisayarın iyi bir donanıma sahip olması gerekiyor.

Ancak yeni geliştirilen ürünlerde gözlüğün içinde işlemci de olacağı için kabloyla veya kablosuz bilgisayara bağlanma sorunu ortadan kalkacak. Daha da ötesi var; şu anda sanal gerçeklik lensleri üzerinde çalışmalar devam ediyor.

 

İş güvenliğinde sanal gerçeklik

Projeksiyon/görüntüleme ve bilgi teknolojileri gerçek çalışma ortamını üç boyutlu ve dinamik bir görüntüye benzeştirebiliyor. Kişinin duruşuna göre kendini ayarlayan görüntü açısı, sesler ve vücuda takılan sensörler duyusal olarak da ortamı gerçeğe yaklaşmasına yardım ediyor. Bu özellikler sanal gerçekliğin harika bir İSG eğitim aracı olmasını sağlamaya yeter de artar bile…
Sanal gerçeklik uygulamaları aşağıdaki konularda iş sağlığı ve güvenliğine önemli katkılar sağlayabilir :
-Tasarımdaki güvenlik önlemlerinin kontrolünü basitleştirmek ve kolaylaştırmak, olası tasarım hatalarını ortadan kaldırmak
-Çeşitli kaza senaryoları oluşturularak bunların olası etkilerini simüle etmek ve mevcut güvenlik önlemlerinin etkinliğini değerlendirmek
-Uzaktan ve kişiyi iş ortamının içinde hissettirerek daha etkin İSG eğitimleri sunmak, böylece zaman ve maliyet avantajı sağlamak
Sanal gerçekliğin sağlığa olumsuz etkileri
Sanal gerçeklik cihazlarının aşırı kullanımının bazı insanlarda sağlık açısından sıkıntılar yarattığına dair bulgular da mevcut, hatta bunun “sanal gerçeklik hastalığı” diye bir ismi bile var. Sanal gerçeklik hastalığının başağrısı,oryantasyon bozukluğu, terleme, uyuşukluk, mide bulantısına neden olduğu yolunda gözlemler mevcut. Ayrıca gözlüğü takarken uzaydaki konumuzun güvenli olması iyi olur, çünkü fiziksel olarak içinde bulunduğunuz ortam ile zihniniz farklı dünyalarda yer alıyor, bu da istemsiz vücut hareketlerine yol açıyor.
Öte yandan sanal gerçeklik cihazlarıyla insan davranışlarının kontrol edilebileceği yönünde komplo teorileri de mevcut.

Uzun lafın kısası…
Sanal gerçeklik genç bir teknoloji, henüz gelişmeye açık ve endüstriyel kullanımı ile ilgili daha bir çok yenilik potansiyeline sahip.
Hemen her adı bilinen bilişim ve teknoloji firmasının sanal gerçeklik üzerine cihazı var. Henüz birkaç yıllık bir geçmişe sahip Magic Leap adlı firma ise hatırı sayılır bir yatırımcı ilgisi kazanmış ve 6 milyar dolar değere ulaşmış durumda ve 1200 kalifiye personel çalıştırıyor.
Dünyada hiçbir kuruluş henüz piyasada ürünü bile yok iken sanırım bu kadar rağbet görmemiştir.Tüm bilişim sektörü bu firmanın 2018 başlarında pazara sürülmesi beklenen ürününü merakla bekliyor.
Sanal gerçeklik, karışık gerçeklik ve arttırılmış gerçeklik teknolojileri iş sağlığı ve güvenliğinde başta uzaktan eğitim, talimatların görselleştirilmesi, tasarım ve bakım güvenliği noktalarında önemli iyileştirmeler sağlamaya aday.
Bir yangın eğitimini kişilere ortamı yaşatarak, kişisel koruyucu giydirerek , söndürme cihazı kullandırarak katılımcılara verebilir, tahliye tatbikatlarını ses, ışık, görüntü hatta duyusal uyaranlar sayesinde neredeyse gerçeğe yakın yaşatabilirsiniz. Bu da zaman, emek tasarrufu ve verimlilik demek.
İş yaşamında hayal ve gerçeği karıştırmadan, ulaşılabilir hedefler koyarak bu konudaki gelişmeleri izlemekte fayda var.

TOP